Kişilik
bozuklukları uzun dönemli, şiddetli ve dirençli düşünce ve davranış
kalıplarıyla bütünleşmiş zihinsel bozukluklar sınıfıdır. Kişilik
bozukluklarından biri olan histrionik kişilik bozukluğuna sahip bireyler
genellikle, rol yapıyormuş gibi, duygusal ve olumlu izlenimler bırakmaya
çalışan, çok renkli, dikkatleri üzerlerine çekmeye çalışan ve başkalarını
etkilemeye yönelik davranışta bulunan
kişilerdir. Histrionik kişilik bozukluğunun
tarihçesi; Hipokrat’ın 2400 yıl
önce tanımlamış olduğu histeri kavramına
dayanır. Daha sonraları psikanalitik
tedavilere değişik yanıt vermeleri
açısından bakıldığında bir araştırmacı, iyi histerik , histerik özelikler gösteren depresif karakter ve iyi
sanılan histerik diye histrionik
kişilik bozukluğunu üçe ayırmıştır. Tanı Koydurucu
Özellikler
Histrionik kişilik
bozukluğu olan kişiler, dikkat çekme isteği, renkli ve gösterişli giyinme,
olayları büyütme ve dramatize etme, abartılı duygusal tepkiler ve mimiklerde
bulunma gibi davranışlara sahiptirler. Duyguları, inançları ve olaylar
üzerindeki düşünceleri sürekli değişir. Konuşmalarında sık sık dramatik
vurgular yaparlar. Farkında olmadan başkalarını taklit edebilirler. Stres
altındayken gerçeği değerlendiremezler. Uyarım ve dikkat
peşindeki histriyoniklerin görünüş ve davranışları genellikle oldukça abartılı
ve duygusal, aynı zamanda cinsel açıdan da kışkırtıcı ve baştan çıkarıcıdır.
Partnerlerini baştan çıkarıcı davranışlar ve duygusal manipülasyon ile kontrol
etmeye çalışırlar, ancak bununla birlikte bağımlılık düzeyleri de oldukça
yüksektir. Kadınlar; cezp edici ve ya cilveli, erkekler ise; daha çok
başkalarını övmede cömert ve fırsat buldukça baştan çıkarıcı davranışlarda
bulunurlar. Konuşmaları genellikle muğlak ve izlenimcidir; çoğunlukla onları
aşırı tepkisel, yüzeysel ve içtenliksiz olarak gören başkalarının onayına aşırı
gereksinim duyan, ben-merkezli, kibirli kişiler olarak algılanırlar. Bunların
yanısıra hayal güçleri çok yüksektir ve yaratıcı düşüncelere sahiptirler.
İlişkilerinde çok kaprislidirler ve kolay tahrik olabilirler. Bu yüzden
engellemeye, reddedilmeye ve düş kırıklığına tahammülleri oldukça azdır.
Genellikle dost canlısı ve yardımsever olarak görünürler. Övülmeyi çok
severler, ilişkilerinde kendilerinden bahsedilmek hoşlarına gider. Histrionik
kişiler sürekli başkalarına bağımlılık duyarlar. Bunun altında yatan iki temel
düşünce vardır; ‘ben yetersizim ve kendi yaşamımı kendim çekip çeviremem’ ve
‘değerli olabilmek için herkes tarafından sevilmeliyim’. Dışlanmaya ve yalnız
kalmata karşı aşırı duyarlıdırlar ve ‘ya hep ya hiç’ şeklinde düşünmelerine
sebep olur. Genel anlamda kaygısız ve çok bilmiş davranırlar, her konu hakkında
bilgi sahibiymiş gibi bir tavır içerisindedirler. Kişisel ilişkileri iyi olsa
dahi derinlik ve süreklilik yoktur, sığdır. Kendilerini genellikle kişiler
üzerinde bıraktıkları izlenimlere ve yaşadıkları ilişkilere göre tanımlarlar.
Bu yüzden sorumluluk almaktan ve iç gözlem yapmazlar, iç görüden yoksundurlar.
Kabul görme, teşvik etme ve övülme gibi konularda doyumsuzlardır. Kabul
görmeme, övülmeme ve ilgi görmeme gibi durumlar sonucunda yoğun kaygı yaşarlar
bunun sonucunda değersizlik ve boşluk duygusunu yaratır. Bir işi başarmak adına
veya kabul görülmek için kolaylıkla yalan söyleyebilirler. Gereksiz isteklerde
bulunan, huysuzca davranan ve ilişkilerinde uyumsuz olan insanlardır. Kolay
etki altında kalırlar. Dışavurumları ve tepkileri abartılıdır. Ortaya Çıkma Nedeni Temelde psikolojik bir durum olarak
kabul edilmektedir ve genellikle babanın mesafeli ve hoşgörülü davranmaması
annenin ise kışkırtıcı ve ayartıcı davranması örüntüsü ile karşılaşılmaktadır.
Yapılan çalışmalarda genetik etki düşük düzeyde bulunmaktadır. Çalışmaların
sonucu genellikle çocukluk çağı travmalarıyla ilgili veriler vermektedir. Görülme Sıklığı Bu
bozukluğun genel nüfustaki yaygnlığı %2 ila 3 olarak tahmin edilmektedir. Kadınlara
erkelerden daha sık histrionik tanısı konmaktadır. Bazı çalışmalar, kadınlarda
erkeklere oranla daha sık görüldüğünü söylemektedir. Cinsiyete bağlı olası
farklılığın nedenleri çok tartışmalı bir konudur. Konuyla ilgili başka bir
çalışmaya göre, bozuklukta göze çarpan ve bilinen cinsiyet farklılıkları
aslında histriyonik kişilik bozukluğunun kadınlar arasında daha yaygın olmasını
öngörmemektedir. Cinsiyet farkı var gibi görülmesinin nedeni toplumdaki
cinsiyet rollerinden kaynaklandığı görüşüdedirler. Bazı çalışmalarda
somatizasyon ve alkol kullanım bozukluklarıyla birlikte görüldüğü bulunmuştur. Tedavi Yöntemi Genellikle grup veya bireysel analitik
yönelimli psikoterapi önerilir. Histrionik kişilik bozukluğu olan hastalar
gerçek duygularının farkında değillerdir. Bundan dolayı bu duygularının açığa
çıkarılmasında terapötik yaklaşım önemlidir. Değişkenlik gösteren duygu
durumları için de düzenleyici bir ilaç kullanabilmektedirler.
Sorularınızı Bize Buradan Ulaştırabilirsiniz